text
stringlengths
0
9.37k
Edirnedefterdarligi.gov.tr sitesinin 2006 yılında yenilenmesinin ardından dönemin webmaster'ı Salih Gülcebey tarafından siteye konan anket, aradan geçen 5 yıla rağmen ilk günkü heyecanıyla yoluna devam ederek adeta bir fenomene dönüşmüştü. Türkiye'nin her yanından 7'den 70'e birçok takipçisi bulunan anket için bugüne kadar toplam 92 kişi oy kullanırken, "Beğendim" ve "Çok beğendim" seçenekleri arasındaki son ana kadar devam eden rekabet ise adeta nefesleri kesti.
İstanbul 3. Noteri Katibi Ragıp Kurudal'ın sonuçları açıklaması ile birlikte Lütfü Kırdar Kongre Salonu'nu dolduran kalabalıkta sevinç ve hüzün bir aradaydı. "Çok beğendim" seçeneğinin yarışı önde tamamladığının duyurulması ile destekçileri tezahürat ve alkışlarla Lütfü Kırdar'ı inletirken, sadece "Beğendim" demekle yetinen grup uzun süre sonuçlara itiraz etti. 2006 yılından bu yana yayında olan ankete oy veren, ancak süreç içerisinde fikirlerinin değiştiğini söyleyen onlarca "Çok beğendim" taraftarının kendileri ile iletişime geçtiğini iddia eden grup, daha sonra salonu terketti ve sloganlar eşliğinde Atatürk Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti.
"Beğendim" yanlılarının protesto gösterilerinin ardından salonda kalanlar ise Sıla, Kenan Doğulu ve Emre Altuğ gibi sanatçıların şarkılarıyla kendilerinden geçtiler. Zaman zaman tatsızlıkların da yaşandığı gecede "Bir fikrim yok"çular ile "Çok beğendim"ciler arasında çıkan arbedeye çevik kuvvet müdahale etmek zorunda kaldı. Aşırı "Bir fikrim yok" sempatizanı üç kişinin gözaltına alınmasıyla yatıştırılan olayların ardından arkadaşlarının gözaltına alınması ile ilgili bir açıklama yapan Çetin Ortak (26), "İnanın polisin neden böyle bir tutum içinde olduğu hakkında herhangi bir fikrimiz yok." diyerek şaşkınlığını gizleyemedi.
Gecenin sonunda ise sitenin yeni tasarımın altında imzası bulunan Creatomax Tasarım Ofisi'nin temsilcileri teşekkür konuşması yapmak için sahneye davet edildi. Şirketin geçtiğimiz 6 yıllık süreç içerisinde pek parlak günler geçirmemesi üzerine sadece dönemin muhasebecisi Burak Alıcı mikrofonların başına geçerken, "Bizim de gurur duyduğumuz bir tasarım; en iyi işlerimizden biri olarak görüyoruz. Gerçi aradan geçen sürede piyasa durumları filan derken şirket dönmedi, 2 sene önce de nihayet tasfiye işlemlerini tamamladık, şu an tamamen tekstille alakalı işlere yöneldik... Ama yine de her şeye karşın bugün burada olmaktan dolayı büyük gurur duyuyoruz." şeklindeki sözleri uzun süre ayakta alkışlandı.
Anket sonuçlarının "Çok beğendik" şeklinde neticelenmesinin ardından Türkiye'deki belli başlı şehirlerin meydanlarında gösterilerin sabaha kadar sürdüğü öğrenilirlen, Lütfü Kırdar Salonu'ndaki kalabalık havai fişek gösterileri ve 10. Yıl Marşı'nın ardından korna sesleri eşliğinde İstanbul'un çeşitli noktalarına dağıldılar.
Vizeleri Kaldırabileceğimiz Yeni Uygarlıklar Bulma Umuduyla Güney Amerika'ya Yollanan Dışişleri Heyetinden 2 Gündür Haber Alınamıyor Ardı ardına yaptığı ataklarla irili ufaklı pek çok ülkeyle vizeleri kaldırmayı başaran Dışişleri Bakanlığı'nda bugünlerde endişeli bir bekleyiş hakim. Ukrayna, Şeyseller ve Belarus'un ardından vizelerin kaldırılabileceği yeni uygarlıklar bulma umuduyla törenlerle Güney Amerika'nın iç kesimlerine keşif gezisine gönderilen Dışişleri heyetinden 2 gündür haber alınamazken, heyetin son olarak Şili civarında adı açıklanmayan bir yarı özerk bölgeyle vizeleri kaldırıp serbest ticaret anlaşması imzalamak üzere olduğu tahmin ediliyor.
Yaklaşık 1.5 aydır bölgede bulunan 6 kişilik heyet, bu süre zarfı içerisinde başta Paraguay, Bolivya ve Guayana olmak üzere birçok devlet ve özerk bölgeyle vizeleri kaldırma başarısı gösterirken, Ant Dağları'nın eteklerinde 2 yeni bitki türü keşfederek bilime de önemli katkılarda bulunmuştu.
Yılbaşı Öncesi Zirveye Ulaşan Hayatla İlgili Beklentiler, Yılın İlk Pazartesi'siyle Birlikte Yerini "Allah vere de trafik açık ola"ya Bıraktı Makine Mühendisi Faruk Herdem(30)'in, yılbaşı öncesi zirveye ulaşan hayatla ilgili umut ve hayalleri, 2012'nin ilk pazartesisi ile birlikte yerini daha kısa vadeli ve gerçekçi beklentilere bıraktı. Aralık ayının sonlarına yaklaştıça anlamsız bir iyimserliğe kapılarak 2012'nin kendi yılı olacağına inanan, yaşamıyla ilgili radikal kararlar alan ve takvimin değişmesiyle kendisinin de sihirli bir şekilde değişeceği beklentisi içine giren Herdem, yeni yılın ilk gününde trafikte geçirdiği 1.5 saatin ardından gündelik ufak hesaplarına geri dönmeyi başarırken, genç mühendisin şu an için hayattan en büyük beklentisi, akşam eve dönerken trafiğin çok fena olmaması yönünde.
Özel bir şirkette makine mühendisi olarak çalışan Faruk Herdem, bu sabah mesainin ilk dakikalarında masasında poaça ve çayla yaptığı kahvaltının ardından düzenlediği basın toplantısıyla merak edilen soruları yanıtladı. Her yıl olduğu gibi geride bıraktığımız 2011 senesinde de yılbaşı yaklaştıkça havaya girdiğini ve basit bir takvim değişikliğine lüzumundan fazla anlam yüklediğini açık yüreklilikle itiraf eden Herdem, "artık o her yere bulaşan şenlik havasından mıdır, üşenmeyip taa Bakırköy'e kadar giderek Nimet Abla'dan aldığım çeyrek bilete olan inancımdan mıdır, yoksa Ocak Ayı'nda alacağım %5'lik zammın aylık gelirime yapacağı 160 TL'lik katkıdan mıdır nedir bilmiyorum ama yine kendimi çok saçma bir iyimserlik içinde buldum. Bir ara boyumun uzayacağını dahi düşünmeye başlamıştım" diyerek yaklaşık 1.72 olan boyunun 30 yaşından sonra daha da uzamayacağına bu sabah itibariyle ikna olduğunu ifade etti.
"Tabii yılbaşında büyük ikramiye çıkmayınca biraz hevesim kaçmadı değil. Neticede benim konumumda bir insanın hayatının gerçekten değişmesi ancak öyle mucizevi bir olaya bağlı ama yine de 2012'de her şeyin farklı olacacağına dair inancımı bu sabaha kadar korumayı başarabildim. Gerçi düşününce 3 biletimden 2'sine amorti vurdu. Biraz da onun sevinci oldu ne yalan söyleyeyim..."
"Öğle yemeğinde döner çıkması, akşam trafiğine kalmamak, müdürün işe gelmeyecek olması, bayram tatiliyle senelik izni birleştirebilmek, Beşiktaş'ın ligdeki iddiasını sezon sonuna kadar taşıması. Aşağı yukarı böyle şeyler işte. Yani işin açığı, birazdan Facebook'a yükleyeceğim o yılbaşı fotoğraflarıma alacağım iki layk, üç yorum falan bile bence yeni yıl için gayet olumlu gelişmeler..."
Dizilerdeki Yozlaşmış Aile Tipine Karşı Bakanlığın Son Umudu "Çocuklar Duymasın" Özellikle son dönem yerli dizilerde resmedilen ailelerdeki yozlaşma ve ahlaki çöküntüyle mücadele etmek için bir süredir çalışmalarını yürüten Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı, son olarak bir dönemin en çok izlenen dizilerinden "Çocuklar Duymasın"ın tekrar çekilmesi için başladığı çalışmalarda sona yaklaştı. Konuyla ilgili olarak Bakanlık'tan yapılan açıklamada, çaresizlik nedeniyle böyle bir yola gidildiği vurgulanarak, "Geleneksel aile yapımızı kurtarmak adına bu acı ilacı hep birlikte tekrar içme mecburiyetindeyiz." denildi.
Bu sabah erken saatlerde Bakanlık binasında düzenlenen toplantıda basının sorularını yanıtlayan Bakanlık Sözcüsü Sevil Yöneylem, Amerikan sit-com'larında başlayıp zamanla yurdumuza kadar yayılan, her fırsatta birbirinin gözünü oymaya çalışan, entrika içerisinde kalmış, ahlaksız ve ar haya bilmez aile tipini benimsetmeyi amaçlayan dizilere karşı Bakanlık olarak bugüne kadar aralıksız çalıştıklarını ifade etti.
Bu projenin uzun zamandır sürmekte olan bir mücadelenin en son safhası olduğunun altını çizen Sevil Yöneylem "Aslında ilk aklımıza gelen, 'Bizimkiler' adlı diziyi yeniden çekmekti ancak maalesef oyuncu kadrosunun neredeyse tamamı ebediyete intikal ettiğinden o iş en baştan yattı. Daha sonra kısa bir süreliğine 'Mahallenin Muhtarları' gündeme geldiyse de, o diziyi de kimse ne bir daha çekmek ne de bir daha izlemek istemediğinden maalesef sonunda kala kala yine Çocuklar Duymasın'a kaldık." sözleriyle çalışmada bugüne kadar kaydedilen aşamaları özetledi.
"Sırf biz de değil, Diyanet İşleri'ndeki arkadaşlarımız da bir koldan bu yolda çalışıyor. Kendi meşreplerince, ibretli ve cehennemli diziler üzerinden mücadeleye katkıda bulunuyorlar." diyerek devletin tüm kurumlarının bu işte seferber olduğunu vurgulayan Yöneylem, "Hepimizin toplam çabası bile bu ahlaki yıkımı bugüne kadar ancak biraz yavaşlatabildi. Artık son çare olarak 'Bababa! Bububu! Mutfak! Vıyvıyvıy!' gibi bir mizahtan medet umacak hale geldik. Durum o derece vahim." sözleriyle yıkımın geldiği boyutu gözler önüne serdi.
Toplantıda dizinin yapım ekibini temsil eden Ersin Özbükey ise, proje hakkında oldukça iyimser açıklamalarda bulundu. Konuşmasında sık sık diziden alınma esprilerle salondakilerin sinirlerini bozan Özbükey, "Açıkçası başlangıçta ekibi tam kadro olarak toplayabileceğimizden emin değildim. Zira Tamer Bey tüm mimiklerini bu dizinin geçmiş bölümlerinde harcadığından, kendisinden geriye oyunculuk namına pek bir şey kalmamıştı. Diğer bir arkadaşımız hala sağda solda elinde fısfısla dolaşıyor, bir adım ileri gitmedi. Böyle bir ruh hali içerisinde casting çalışmamıza başladık." diyerek projeye başlarken karşı karşıya kalınan zorluklara değindi
"Buna rağmen, teklif götürdüğümüz arkadaşlarımızın, biraz da dizi bittiğinden beri elle tutulur hiçbir yapımda rol alamadıkları ve el attıkları hiçbir işte dikiş tutturamadıkları için, teklife inanılmaz olumlu yaklaşmaları bizi oldukça rahatlattı." diyerek konuşmasına devam eden Özbükey, "Özellikle 'Havuç' rolündeki arkadaşımızın UFO reklam setinden koşarak bir gelişi vardı ki bizim bile gözlerimiz yaşardı. İki günde bir set dolusu adam topladık, üçüncü günde ilk bölümün montajını yapıyorduk, öyle diyeyim size." sözleriyle ekibin yakalamış olduğu sinerjiye dikkat çekti.
Birkaç hafta içerisinde çekimleri tamamlanacak olan dizinin, tekrarları ile birlikte önümüzdeki 5 yıl boyunca 8 ulusal, 17 yerel kanalda evlerimize misafir olması bekleniyor.
Komisyon Görüşmelerinde Yaşanan Kavgaları Düzenlemek İçin Toplanan Meclis Komisyonunun İlk Oturumunda Yumruklar Konuştu Eğitimde 4+4+4 sisteminin görüşüldüğü komisyonlarda yaşanan arbedelerin giderek kontrolden çıkması üzerine toplanan "meclis arbede düzenleme komisyonunun" ilk oturumu olaylı başladı. Meclis sınırları içerisinde yaşanan kavga ve itişmelerin bir kurala bağlanması amacıyla iç tüzükte yapılacak değişikliklerin görüşüldüğü komisyonun ilk oturumuna "saç çekmek serbest olsun mu olmasın mı?" maddesi üzerindeki tartışmalar damga vururken, AKP ve CHP milletvekilleri arasındaki sözlü sataşmalar kısa sürede yumruklaşmaya dönüştü.